AK Parti’nin TBMM grup toplantısında İdlib'de düzenlenen saldırıların ardından atılması planlanan adımları açıklayan Erdoğan, "İdlib’de, rejim ve Ruslar ile yine rejimle birlikte hareket eden güçlerin çoğu saldırılarının, teröristleri değil, doğrudan sivil halkı hedef aldığı gerçeğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı, "amacın, kolayca işgal etmek için bölge halkını Türkiye sınırlarına doğru hareketlenmeye zorlayarak, sahayı tamamen boşaltmak olduğunu" söyledi ve şunları ekledi:
"Şubat ayı sonuna kadar rejimi Soçi Muhtırası sınırları dışına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çıkartmakta kararlıyız. Bunun için karada ve havada her ne gerekiyorsa çekinmeden, tereddüt etmeden, hiçbir oyalamaya meydan vermeden yapacağız."
Erdoğan "Bitmez tükenmez toplantıların sonucunu beklemeden, hemen şimdi ne yapmamız gerekiyorsa onun adımlarını atacağız. Askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağız" dedi.
Bu amaçla son günlerde İdlib’deki askeri gücü ciddi oranda tahkim ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı, şunları ifade etti:
"Bölgedeki muhalif gruplardan, başıbozuk hareket ederek, rejime saldırı bahanesi verenlere de, artık tavizsiz davranacağımızın mesajını ilettik. Geldiğimiz noktada artık kimsenin taşkınlığına, bağnazlığına, satılmışlığına, provokasyonlarına göz yumacak değiliz."
FETÖ TARTIŞMASI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "FETÖ'nün siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan'dır" suçlamasına yanıt veren Cumhurbaşkanı, "FETÖ'yü suç örgütü ilan eden ve Milli Güvenlik Kurulu'ndaki toplantıda alınan kararın altında benim imzam var" dedi.
Erdoğan "Daha eskileri bir kenara bırakıyorum, Sayın Baykal’ın Genel Başkanlıktan ayrılması ve yerine Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle birlikte CHP bu işin tam göbeğine yerleşmiştir. Kılıçdaroğlu, kendisini genel başkanlığa taşıyan kaset kumpasının dahi sorumluluğunu üzerimize yıkmaya çalışarak, FETÖ’nün istediği yolda yürümeye başlamıştır" diye konuştu.
Erdoğan, "Bölücü-mezhepçi terör örgütleriyle ve uzantılarıyla kol kola yürüyen CHP, 17-25 Aralık’tan sonra bu kadroya FETÖ’yü de dâhil etmiştir. Esasen, bu konuda söyleyecek tek sözü olmayan tek partinin, “FETÖ’nün siyasi ayağı” diye ortaya çıkması, suç mahalline dönen hırsız misali, kendi kendini ele vermesidir" dedi.